KURBAĞALAR
Biraz şakacı tabiatı olan Dadal Kızı’nı; anası Kocemeriç’e yün yıkmaya gönderir. Gölün başına varınca orada keçe, kilim, haba yıkayanlardan hoşlanmayan Dadal Kızı; bu işe biraz da gönülsüz gittiğinden yünleri ıslatıp, sonra yıkarız düşüncesiyle eve gelir.
Anası ne oldu kızım diye sorunca;
“ana gölün başına vardım. Bir sürü kurbağa
“varrık, vuruk, eğiririk, sararık, viririk” diye bağrıştılar. Ben de onların sözüne güvenerek yünü onlara teslim ettim.” Diyerek gülümsedi.
Anası da; “ohh gızım oh.sana da yardımcılarına da diyecek yok maşallah” diyerek karşılık verdi.
ADAMI ADAMA GÖNDERDİLER
Kutören’de Hacı Mehmet Ağa’nın düğünü kurulur. Gelin Çukurkuyu kasabasından getirilecektir. Şakav’ı (Hasan Çetimkaya) Çukurkuyu kasabasına çağırıcı, yani davetçi olarak gönderirler.
Şakav, çukurkuyu ağasına daveti götürür.
Çukurkuyu Ağası Şakav’a şakayla şöyle der:
“”adam bulamadılar da seni mi gönderdiler.”
Bu söze bozulan Şakav da cevabı verir:
“adamı adama gönderdiler, beni de sana gönderdiler.”